Wednesday, February 28, 2007

Likapali Pasta

Dilek'in bir sure once benimle paylastigi resimlerden birinden aldigim ilhamla yaptim bu pastayi. Ana malzemeleri likapa, limon puresi (lemon curd) ve Italyan merengiydi. Daha once likapa ve merengli bir sarlot yapmistim, limon puresi ve merengi ise bir ruloda kullanmis ve iyi sonuc almistim. Eh, limonla likapa zaten birbirlerine cok yakistirilan bir ikilidir; dolayisiyla bu ucluyle yapilan pastanin hatiri sayilir bir "guzel olma potansiyeli" vardi. Ama kullanilan malzemenin uygunlugu kadar onemli bir parametre de birbirlerine oranlari... Benim bu noktaya gereken ozeni gostermemem nedeniyle, hem goruntude, hem de lezzette beklentilerin altinda bir performans gosterdi pastamiz. O konudan da kisaca bahsedecegim ki, denerseniz daha basarili bir sonuc alabilesiniz.

Once buyuk dortgen firin tepsisinde her zamanki pandispanyami yaptim. Soguduktan sonra enine 4 esit parcaya kestim.

Pastayi olustururken, her kati once limon surubuyla islattim, sonra uzerine ince bir kat limon puresi surdum.

Yikayip kuruladigim likapalari, limon puresinin uzerine yerlestirdim. Ara kati icin, ikinci krema olarak Italyan merengi kullandim. Likapalarin aralarina girmesi icin spatula ile hafifce bastirarak yaydim merengi. Sonra ikinci kek katini krema katinin uzerine yerlestirerek yine herseyi yerli yerine oturtacak sekilde bastirdim, ve ayni islemleri tekrarlayarak pastayi tamamladim.

Kalan merengle pastanin ustunu ve kenarlarini kapladim ve servisten az once purmuzle alazlayarak renklendirdim.

Pasta kesildiginde limon puresi katinin hemen hic goze carmadigini gordum; miktar olarak az gelmisti. Tabii, bu durum lezzeti de etkiledi, merengin tatlisini kesmesi gereken limon eksiligi yeterli degildi. Boylece genelde sekeri bol bir pasta yapmis oldum. Neyse ki Mehmet de Rana da Italyan merengine bayiliyor, eh isin icine likapa da girince, bu pastanin ziyan olmama sansi yine de buyuk. Ama siz yaparsaniz, ara katlardaki limon puresi ve mereng miktarlarini birbirine yakin tutun derim.

Genelde bu tur pastalarda ust ve kenarlarda kullanilan Italyan merengi miktarini cok bol tutuyorlar, boylelikle pasta bekledikce merengin ust kismi kuruyup ince bir kabuk tutsa da, alti yumusak ve sungerimsi bir dokuda kaliyor. Ama ben fazla sekerden hoslanmadigim icin elimde kalan az miktarda merengle yaptim dis kaplamayi ve ertesi gune citir kabuklu bir pastamiz oldu.


Saturday, February 24, 2007

Gurbet Ellerde Ekmek Kadayifi

Betul'un Ekmek Kadayifi iletisini okudugumdan beri crumpetla ekmek kadayifi yapmak istiyordum. Nihayet bugun muradima erdim. Kadayifin bu boydakine biz yassi kadayif demiyor muyduk? Crumpetten kadayif, ekmek kadayifina gercekten benzedi; gurbet ellerde ancak bu kadar olur dedirtecek kadar...

Tahmin edersiniz ki bu sonuc beni cok keyiflendirdi. O keyifle oturup bir porsiyon kadayifi kendi basima yemisim. Fazla sekerli tatlilarla oldum olasi aram yoktur, ama sozkonusu ekmek kadayifi olunca kendimden geciyorum. Once mecazi anlamda, sonrasinda da kelimenin gercek anlamiyla... Bu sefer de oyle oldu, once tatlimi yedim, sonra kendimden gectim. Tam 2 saat uyumusum. Diyecegim, bu tatliyi yarimsar porsiyon --1 crumpettan 2 kisiye tatli cikacak sekilde-- ikram etmekte buyuk yarar var.

Son olarak Betul'un blogundaki ekmek kadayifinin English Muffinlerle yapilabilecegine dair yorumlar okudum. Muffinler cok daha yumusak ve ekmeksi yapida oluyorlar, dolayisiyla ben crumpetin lastiksi ve daha sert dokusuyla bu is icin daha uygun oldugu kanaatindeyim.

Betul'e ekmek kadayifina ozlemime son verdigi icin buradan sevgi ve tesekkurlerimi yolluyorum. Simdi bir de guzel Afyon kaymagi tarifi bulsak super olacak. :)


Thursday, February 22, 2007

Kurabiye, Kurabiye...

Gecen hafta bol bol kurabiye yaptim. Asagida resmini gordukleriniz klasik Amerikan kurabiyeleri. Tarifleri damla cikolatali kurabiyelere cok benziyor. Sadece bunlarda damla cikolata yerine, ceviz, beyaz cikolata ve firinlanmis hindistan cevizi var. Benim kurabiyeler gordugunuz gibi yayildilar. Bu durumu onlemek icin, genellikle kurabiyeleri sekillendirdikten sonra, buzdolabinda bir sure bekletiyorum, ama bu sefer isler aceleye geldiginden yapamadim.

Haftanin ikinci kurabiyesi cikolata ve findikli makaronlardi. Gecen yil bir suru denemeden sonra, makaron isini tam kavramistim ki, firinimi degistirmem gerekti. Yeni firinla ilk makaron denemem catlak makaronlarla sonuclandi. Ikinci yaptiklarimin ustu catlamadi ama, eteklenmediler de... Nihayet ucuncu denememde yuzumu guldurecek bir sonuc aldim. Bu makaronlari badem tozu yerine findik tozuyla yaptim, ara kremasi icin de Nutella kullandim. Tarif eski cikolatali makaron tarifi, sadece 1o dakika yerine 13 dakika pisirmem gerekti yeni firinla.

Makaronlari seviyorum. Bu nedenle evde kalmalari tehlikeli bir durum arzediyordu. Ben de kaptigim gibi bir arkadas toplantisina goturdum. Resimde gordugunuz isirilmis olan mi? Onu Rana, esim ve ben paylastik.

Altta resmini gordugunuz ise gecen hafta yaptigim Meksika dugun kurabiyeleri. Bildigimiz un kurabiyesinin biraz daha suslusu... Bunlarin icinde kuru kiraz ve fistik vardi. Biraz irice sekillendirilmislerdi. Tarifin Ingilizcesine burdan ulasabilirsiniz.

Bol agiz tadli gunler dilegiyle,

Sunday, February 18, 2007

YE# 19: Baharatli, Bol Kuru Meyvali ve Yemisli Kekler

Birkac seferdir katilamadigim Yemek Etkinliklerimizin bu ayki konusunu evsahibemiz Aysenur, Kek olarak belirlemis. Bizim Pastane'nin bir ilgi sahasi da kekler olduguna gore, bu sefer mutlaka katilmaliyim dusuncesiyle erkenden keklerimi yaptim. Keklerin malzeme listeleri ilk bakista benzerlik gosteriyorsa da, lezzet ve doku olarak oldukca farkli iki sonuc cikti ortaya.
YE'ler icin mutfaga girdigimde, ne hikmetse, mutlaka bekledigimin disinda bir seyler oluyor. Bu sefer de bu kural bozulmadi: ilk denedigim kek tahminimden oldukca farkli cikti, digeri ise yanlis bir hesap sonucu kaliptan tasti ve yari yariya ziyan oldu. Yine de iki yeni tarif deneyebildigim ve sizlerle paylasabildigim icin mutluyum. Eminim ki bu etkinlik, tatli repertuvarlarimiza cok degisik kekler katacak. Aysenur, guzel konu secimin icin tesekkur ediyor ve kolayliklar diliyorum.

Pain d'Epices

Francois Payard'in Simply Sensational Desserts kitabindaki istah acici resmini gordugumden beri, Fransizlarin bu meshur baharatli kekini yapmak istiyordum. Beni motive eden bir diger konu da bu tarifin su anda buyuk kizimin yasadigi Alsace yoresine ait oldugunu ogrenmek oldu. Mutfagimda oturup, aksam cayinin yaninda bir dilim pain d'epices yerken, Zeynep'in de cok uzakta, baska bir mutfakta ayni seyi yapiyor olabilecegini dusunmek hosuma gitti; hatta bu hayali paylasim aramizdaki mesafeyi kisaltmis gibi geldi bana.

Bu kekin icine evde buldugum her turlu kuru yemis ve kuru meyvayi kattigim icin kesildiginde oldukca renkli ve guzel bir goruntusu oldu. Gordugunuz gibi baharattan yana da oldukca zengin bir kek. Maalesef bizde yildiz anason bulunmadigindan ben kullanamadim ama olsaydi sanirim cok yakisacakti. Dikkatinizi cekmistir belki, malzemeler arasinda ne yumurta, ne de yag var. Tadini icindeki yemisler ve baldan aliyor. Ben evde bulunan cesitli ballardan bir an once bitmesini istedigimi sectim ki, bu bir hataydi. Hani sade, icinde kullanilan cikolataya gore ya cok lezzetli, ya da hic bir ozelligi olmayan tatlilar vardir ya, bu kek de sanirim kullanilan bali gosteren, hatta karakterini ondan alan bir kek. Deneyecekseniz, sevdiginiz bir balla yapmanizda fayda var; Francois Payard'in tavsiyesi ise cam bali kullanilmasi...

Uzun laftan sonra sonuca gelecek olursak, Pain d'Epices'i yaptiktan sonra agiz tadiyla yemek icin, 3 gun kadar beklememiz gerekti. Bu sure icinde, kek icindeki bol kuru meyvanin etkisiyle yumusadi ve lezzetlendi. Eger beklemeden tadarsaniz, hayal kirikligina ugrayabilirsiniz, zira biraz lastikimsi oluyor ilk birkac gun. Ucuncu gunku yumusamis haliyle bile, her zevke hitap etmeyebilir. Ben sevdim, ozellikle caya cok guzel eslik ettigini dusundum. Esim de kahveye yakistirdi, fakat bu keki guzel kilanin daha cok icindeki yemis ve meyva oldugunu soyledi; bir de yaninda icilen kahveyi ikinci planda birakmiyor olmasi hosuna gitmis. Dorduncu gun, kalan keki ekmek gibi dilimleyip kizarttik ki, o sekilde de lezzetliydi. Buna ragmen, Pain d'Epices'i klasik bir meyvali kek beklentisiyle tatmamak lazim, cunku doku ve lezzet olarak boyle olmuyor. Asagidaki malzemeden iki tane kek cikiyor.
  • 1 bardak (336 g) bal
  • 1 3/4 bardak (413 g) su
  • 3/4 bardak (150 g) seker
  • 2 parca yildiz anason
  • 2 bardak (170 g) cesitli kuru yemis (hafif cekilmis ya da bicakla kucultulmus badem, ayiklanmis fistik, findik, ceviz ve dolmalik fistik karisimi)
  • 1 bardak (150 g) kuru meyva karisimi (1/2- 3/4 cm buyuklukte kesilmis kuru kayisi, kuru incir, hurma ve kuru erikten esit miktarlarda kullanabilirsiniz.)
  • 1/4 bardak (45 g) siyah kuru uzum
  • 1/4 bardak (45 g) sari kuru uzum
  • 1 limon kabugu rendesi
  • 1 portakal kabugu rendesi
  • 1 yemek kasigi arti 1 tatli kasigi kabartma sodasi
  • 1/4 tatli kasigi tarcin
  • 1/4 tatli kasigi muskat
  • 1/4 tatli kasigi dovulmus karanfil
  • 1 tutam tuz
  • 3 bardak (435 g) elenmis un
  • 2 yemek kasigi rom (yerine portakal suyu kullandim)
Firininizi 175 Cye isitin. Iki tane 20 cmx10 cm lik kek kalibini yaglayip, iclerine un serpin. Kaliplarinizi buyuk bir firin tepsisinin uzerine koyun.

1 3/4 bardak su, bal, seker, kullaniyorsaniz rom, ve yildiz anason parcalarini bir tencereye alin ve kaynama noktasina getirin. Un disindaki diger butun malzemeyi de baska bir kasede birlestirin.

Anason parcalarini cikardiktan sonra, sicak balli karisimi meyva-yemis karisiminin uzerine dokun. Ara sira karistirarak bu sekilde 5 dakika dinlendirin. Sonra unu katin ve karistirin. Bu sekilde de 2-3 dakika dinlendirin.

Hamurunuzu kaliplariniza esit sekilde paylastirin. Kaliplari, icinde bulunduklari firin tepsisiyle firininiza alin. 45-50 dakika ya da ortaya saplanan kurdan minik, nemli birkac kirintiyla cikana kadar pisirin. Kekleri bir izgaraya alip, tamamen sogutun.

Kaliptan cikardiktan sonra saranla sarip, servis yapmadan uc gun oda sicakliginda bekletin. Kekler ayrica hava gecirmeyecek sekilde sarilip, 1 ay kadar bir sure icin derin dondurucuda muhafaz edilebilir.

Havuc, Kuru Erik ve Kuru Uzumlu Kek

Denedigim ikinci kek bildigimiz klasik meyvali keklere daha yakindi lezzet ve doku olarak. Maalesef, olmasi gerekenden daha kucuk bir kalipta pisirmege calisinca tasti ve buyuk olcude ziyan oldu. Iyi ki kalibi bir firin tepsisinin icine koymusum, boylelikle bir de firin temizlemem gerekmedi. Bu lezzetli kekin tarifini Abby Mandel'in Cuisinart Classroom kitabinda buldum, yani aslinda mutfak robotu icin dusunulmus bir tarifti ama benim robotum cok eski ve kucuk oldugundan, normal mikserle yapilacak sekilde biraz degistirmem gerekti. S1kca peklik ceken kucuk kizima, kek bahanesiyle biraz kuru erik yediririm diye dusunmustum ama, zaten yarim olcu yaptigim ve onun da yarisini alttaki tepsiden kazimam gerektigi icin bu lezzetli kekten istedigimiz kadar yiyemedik. Artik bir dahaki sefere... Size tarifi kitaptaki malzeme listesiyle veriyorum. Yani buyukce, ortasi delikli kalipta pisirilmis bir kek olacak.

  • 2 bardak (285 g) un
  • 2 tatli kasigi kabartma sodasi
  • 2 tatli kasigi kabartma tozu
  • 1 tatli kasigi tuz
  • 1/4 tatli kasigi muskat
  • 1/4 tatli kasigi yenibahar
  • 1 yemek kasigi tarcin
  • 7 buyuk cekirdekleri cikarilmis ve kucuk parcalara kesilmis erik kurusu
  • 3/4 bardak (85 g) kabaca cekilmis ceviz
  • 5 orta boy (270 g) yikanip, soyulmus ve rendelenmis havuc
  • 4 yumurta
  • 2 bardak (400 g) seker
  • 1 1/2 bardak zeytinyag
  • 3/4 bardak iri, sari kuru uzum
  • Arzu edilirse 2 yemek kasigi pudra sekeri (ben kullanmaga gerek gormedim)
12 bardak malzeme alacak buyuklukte, ortasi delikli kek kalibinizi yaglayip, unlayin. Firininizi 160C ye isitin. Un, kabartma tozu ve sodasi, tuz ve baharatlari karistirin. Karisimin 1 yemek kasigi kadar miktarini buyuk bir kapta, cekilmis ceviz ve kuru eriginizle harmanlayin. Ayni kaba, rende havucunuzu da koyup karistirin.

Seker ve yumurtanizi mikserde, koyulasip, rengi acilanan kadar cirpin. Yaginizi da yavas yavas ekleyip, cirpmaga devam edin. Ara sira, mikseri durdurup, alttan karistirarak, butun malzemenin karismasini saglayin. Son olarak, kuru malzemenizi (un, kabartma tozlari, tuz) de ekleyip, sadece un gozden kaybolana kadar karistirin.

Hamurunuzu, havuc, erik ve ceviz karisiminin uzerine dokun; uzumleri de ekleyip, buyuk bir kasikla butun malzeme butunlesecek sekilde karistirin. Hamuru hazirladiginiz kek kalibina alip, uzerini duzleyin. 55 dakika ya da kurdan testini gecene kadar pisirin. 10 dakika soguttuktan sonra kaliptan cikarip, tamamen sogutun. Arzu edereniz, uzerine pudra sekeri serperek servis yapin.

Ben denemedim ama, bu kek 3 tane 20 cm lik kaliba paylastirilarak pisirilip, pasta yapilabilirmis. Bu durumda krem peynirli bir kremanin yakisacagini soyluyor kitap.

Wednesday, February 14, 2007

Cikolatali Denemeler

Sevgili Bizim Pastane Okuyuculari, eger Bizim Pastane'nin yeni iletilerini bloglines.com ya da benzer sekilde hizmet veren bir servisten izliyorsaniz, bir uyarim olacak. Bizim Pastane blogger'in yeni servisine transfer oldugundan beri, bloglines listelerinde yaninda bir ! isaretiyle gorunuyordu. Bugun de benim listemden kendi kendine dustu. Tekrar listeme ekledigimde, takip eden sayisinin cok azaldigini gordum. Bu durum Bizim Pastane'nin RSS feedlerinin yeni blogger'a transferle degismesinden kaynaklaniyor olabilir. Lutfen Bizim Pastane'nin bloglines listenizde hala bulunup bulunmadigini kontrol eder misiniz?

Bloglarin birbirine en guzel hizmetlerinden biri de, normalde kolay kolay kalkismayacagimiz mutfak deneyimlerine destek vermeleri. Yillardir cikolatali bant ve firfirlari denemek isterim, ama hep erteleyerek bugunlere gelmistim. Isil cikolatali bantli pastasini yaptiginda, tekrar gundeme geldi o istek, ama Zuhal benden cabuk davrandi. Arkasindan Burcu ve Ufuk da cikolata bantli pastalar yaptilar, belki diger arkadaslarimizdan da deneyenler olmustur. Simdi cikolata bantli pastalar kervanina Bizim Pastane de katiliyor bu iki minyatur pastayla.

Bu pastalari yaparken bir ikilem yasadim ama Turkceye nasil cevirecegimi bilemiyorum. Elimdeki kaynaklarin bir kisminda cikolata bantlari hazirlanmadan, cikolata Ingilizcede "tempering" denen bir on islemden geciriliyordu. Bunun Turkce karsiligini bilen arkadaslar lutfen yardimci olsun. Yoksa "cikolataya tav vermek" gibi bir deyimi ben uyduracagim. Bu islem, eritilen cikolatanin duzensiz kristallesmesini engelleyip, arzu edilir ozelliklere sahip beta turu kristallerin kontrollu sekilde olusmasini saglamak icin yapiliyor. Marketten aldiginiz cikolataya parlak, kirilgan yapisini veren, paketlenmeden once yapilan bu tav verme islemi. Tav verilen cikolatanin cabuk kuruma gibi bir ozelligi de var. Eger truflerinizi ya da kurabiyelerinizi cikolata ile kaplamayi denediyseniz, cikolata kaplamanin kurumasinin ne kadar uzun zaman aldigini da bilirsiniz. Iste kaplamanizi tav verme isleminden gecirilmis cikolata ile kaplarsaniz, bu sure cok kisaliyor. Cikolataya tav vermenin arzu edilir sonuclari oldugu kesin de, ekstra bir is oldugu gibi, iyi sonuclar almak icin ise en az yarim kilo iyi cins cikolata ile baslamak gerekiyor. Bu nedenle, mumkun oldugunca yapmamaga calistigim bir islem olageldi yillardir. Bu sefer de yapmamayi tercih ettim, ama daha pastanin katlarini olustururken tav verilmis cikolatanin cabuk kuruma ozelligi islerimi kolaylastirabilirdi diye dusundum dogrusu.

Bu pastaciklarin orijinal fikri Alice Medrich'in Bittersweet kitabindan alindi. Kitapatki normal buyuklukte bir pastaydi. Boylesinin bu aralar bizim evde bitmesi zor olacagi icin onun yerine 2 kucuk pasta yaptim. Pastalara kucuk dedim ama, oldukca boylu olduklarindan, her biri rahat rahat iki kisiye yetecek miktardaydi. Bu anlamda gectigimiz sevgililer gunu icin iyi bir secim olabilirlerdi.

Yapim asamalarini ozetleyecek olursam, once cember kaliplarimi cevreleyecek boyda, fakat yukseklikleri daha fazla dortgenler kestim. Bunlari burda sayfalari korumak icin kullanilan selofan zarflari keserek yaptim. Selofan cikolata icin oldukca puruzsuz ve sert bir yuzey olusturdugu icin kanimca pisirme kagidindan daha iyi bir secim. Ustelik bircok kere kullanilabilir.

Cikolatami ben mari usulu erittim. Ters cevrilmis bir tepsiye, once pisirme kagidi, sonra selofan dortgenlerimi koydum. Cikolatayi dortgenlerin ortasina dokup, spatula ile kenarlardan biraz tasacak sekilde yaydim.

Biraz beklettikten sonra, bicak ucuyla kaldirip, cikolatali kisimlari ice gelecek sekilde kaliplarimin ic cevresine yerlestirdim. Onceden olctugum icin iki uc bitisti. Bu arada cikolatanin bozulan yerleri olursa, erittiginiz cikolatadan elle ya da spatula ile rotus yapabilirsiniz. Benim kaliplar kucuk oldugu icin, yerim biraz dardi bu isleri yaparken; buyuk kalipta daha kolay olacaktir. Bu asamada cikolata bantlarinizi sogutursaniz, bir sonraki isleme kolaylik saglar.

Bantlar sogurken, cikolatali kekimden cember kaliplarimi kullanarak dort tane daire kestim. Kenarlarini azicik trasladim ve ahududu surubuyla guzelce islattim. 1 bardak maskarpon peyniri, 1/2 bardak krema, 1/4 bardak seker ve 1/2 kasik vanilyayi sertlesinceye kadar cirparak bir dolgu hazirladim. Kucuklerinden sectigim cilekleri, ayikladim, yikayip kuruladim.

Kaliplarin icine birer kek dairesi yerlestirdim. Kekleri ince birer krema katiyla kapatip, bunun uzerine cilekleri yan yatirarak koydum. Cileklerin uzerine daha cok krema ekledim. Kasigin tersiyle bastirarak, kremanin cileklerin arasina girmesini sagladim. Son olarak kalan iki kek dairesini krema katinin uzerine yerlestirip, ustten hafifce bastirdim. Cikolatali bantla kek daireleri arasinda kalan ufak bosluklari, artan kek kiriklariyla yamadim.
Kek dairelerinin ustunu ince bir krema kati ile kapattim ve pastalari buzdolabina kaldirdim.

Bundan sonraki islem cikolatali firfir yapimiydi ki, bu iste pek basarili oldugumu soyleyemeyecegim. Yalniz tecrube isteyen bu isin iyi tarafi su ki, firfir elde edemeseniz de, elde ettikleriniz goze hos gelen kiriklar oluyor. Ben de kiriklarimi bir daha eritip, yeni bir firfir denemesi yapmak yerine isin kolayina kacip, kullanmayi sectim. Gerci iyi de bir tecrube oldu. Tepsinin sonuna dogru goze hos gelen firfirlar elde etmeye de baslamistim.

Aslinda firfir yapacaklara, ne yapilacagini uzun uzun yazmak yerine su linkte bulacaginiz Julia Child/Alice Medrich Chocolate Ruffles videosunu izlemelerini tavsiye edecegim. Ingilizce olmakla beraber, oldukca aciklayici.

Firin tepsisi, cikolatanin rahat yayilmasina izin vermesi icin, onden dokunuldugunda ele sicak gelecek fakat yakmayacak kadar isitiliyor. Cikolata yayildiktan sonra, dolapta sogutuluyor. Ben kapali balkonumuzda yaptim bu isi. Sure veremeyecegim, daha ziyade cikolatanin kivami size ipucu vermeli. Cok sert olursa, ince kiriklar elde edebilirsiniz ancak. Cok yumusaksa, ya ele yapisiyor, ya da bicim kontrol edilemediginden, duzensiz gorunuslu, buyuk formlar elde ediliyor. Sert olmasi durumunda, beklemek yerine, fon makinesinin dusuk ayarinda, cikolatayi isitabilirsiniz. Uygun isiyi bulduktan sonra, is teknige kaliyor ki, onu videoda daha rahat gorebileceksiniz. Ayni hazirlikla cikolatali bukleler elde etmek de mumkun. Firfirlari olusturduktan sonra, pastanin uzerine tasimadan, biraz sogutmak gerekiyor.

Bundan sonra is susleme kismina kaliyor. Iyice sogumus tatlilari kaliplardan cikardim. Cikolatali bantlarin selofandan ayrilmasi gayet kolay oldu.

En son olarak pastalarin ustunu firfirimsi kiriklarimla susledim ve servisten once uzerlerine az miktarda pudra sekeri eledim.


Sunday, February 11, 2007

Ekmekten Tatlilar

Puding deyince, daha cok sute yumurta ve seker eklenerek yapilan muhallebi tarzi tatlilar geliyor aklimiza, ama puding yelpazesi altindaki yiyecekler farkli ulke mutfaklarinda oldukca cesitlilik gosterebiliyor, hatta Ingilizlerin meshur Yorkshire Pudding'inde oldugu gibi pudinglerin tatli olmalari bile gerekmiyor. Bu iletinin konusu olan tatlilar da goruntu ya da lezzet olarak sutlu bir tatliya benzememekle beraber, "Ekmek Pudingi" olarak biliniyorlar. On ucuncu yuzyil Ingiltere'sinde bayat ekmekleri degerlendirmek amaciyla ortaya cikan ve o zamanlar "Fakir Pudingi" olarak adlandirilan bu tatlilari yapmak icin gunumuzde oldukca zengin bir malzeme listesi (Briyos ya da Paskalya Coregi gibi yumurtadan yana zengin ekmekler, yagli sut, yumurta, kuru meyvalar, kuru yemisler ve cesitli baharatlar) kullaniliyor.

Gecenlerde aldigimiz Paskalya coregi yemeye firsat kalmadan bayatlayinca benim ekmek pudingi denemelerime malzeme oldu. Evimizin yemek secici elemanlari Mehmet ve Rana birer lokma tatmakla yetindiler, ama esim ve ben severek yedik. Soguk kis gunlerinde insanin icini isitan bu tatlilarin goruntuleri mutevazi, ama yanlarinda krema, ya da bir sosla ilikken servis yapildiklarinda oldukca lezzetliler. Daha s1k bir goruntu elde etmek isterseniz, Munevver'in yaptigi gibi ufak kaliplarda da pisirebilirsiniz. Ekmek seviyorsaniz, sanirim siz de bu tatlilari begeneceksiniz.

Klasik Ekmek Pudingi

Icine bol kuru uzum, ceviz ve ince kesilmis elma dilimleri katilan bu ekmek pudingi cok nefisti. Aslinda yaninda krem anglez ile servis edilmesi tavsiye ediliyordu ama, ben bunun yerine az cirpilmis sut kremasi kullandim. Ertesi gune kalanlari yemeden once mikrodalgada hafif isittik, yeni pistikleri zamanki kadar olmasa da, bu halleriyle de lezzetliydiler.

Cikolatali Ekmek Pudingi

Cikolatayi benim kadar seven birinin, deneyip begendigi her tatliya cikolata katmak istemesi kacinilmaz. Yukardaki puding yenip bittikten sonra, ekmegin kalan yarisini cikolatali ekmek pudingi yapmak icin kullandim. Beyond Salmon adli blogda buldugum tarifin yarisini uyguladim ve ek olarak icine kuru visne koydum. Belki bir onceki tarifteki gibi sicak su banyosunda pisirilmedigi icin sonuc biraz daha az nemli bir puding oldu. Ayrica cikolata tadi, tarifte bahsedildigi kadar yogun degildi. Fakat cikolata sosuyla servis edildiginde hayalimdeki tatliya yaklastigi soylenebilir.
  • 225-250 g bayatlamis paskalya coregi ya da baska beyaz ekmek
  • 1/2 bardak firinlanmis ceviz, pikan, findik ya da fistik (ben fistik kullandim.)
  • 1/2 bardak cekirdeksiz kuru visne
  • 100g kucuk parcalara kesilmis, kakao miktari yuksek cikolata
  • 1 bardak sut kremasi
  • 1/2 bardak sut
  • 2 1/2 yemek kasigi, kucuk parcalara kesilmis tereyagi
  • 3/8 bardak seker
  • 1/4 tatli kasigi tuz
  • 2 yumurta
  • 1/2 tatli kasigi vanilya
  • Tatlinin ustu icin bir-iki kasiklik tarcin ve seker karisimi (arzu edilirse)
  • Servis icin cikolatali sos ya da meyvali sos
Tatlinin servis yapilacagi gunun bir oncesi, sufle kabinizi guzelce yaglayin. Ekmeginizin kabuklarini soyun ve 1 ila 1 1/2 cm lik kuplere kesin. Kalibinizin dibine yeterince ekmek kupu yayarak bir taban olusturun. Bunun uzerine kuru meyva ve yemisinizin bir kismini serpeleyin. Sonra sirasiyla ekmek kuplerinizin ve kuru meyvayla yemisin kalanini kabiniza yerlestirin.

Cikolata, krema, sut, tereyagi, seker ve tuzu ben mari duzeneginizin kabina alin ve arada tahta br kasikla karistirarak, cikolata ve tereyag eriyinceye kadar isitin. Bu noktada atesten alin, kabinizin altini kurulayip, karisim ilinincaya kadar bekletin.

Cikolata ilinirken, yumurtalarinizi ve vanilyayi bir dakika kadar cirpin. (Bu cirpma islemi, yumurtalarin da ilinmasini sagliyor. Boylelikle, cikolata ile karistiklarinda, cok soguk olup, cikolatanin katilasmasina yol acmayacaklar. Tabii, cikolatanin cok sicak olmasi durumunda, yumurtalarin pisip, yer yer katilasmasi da diger istemedigimiz durum. Bu nedenle karistirma sirasinda, yumurtalarin oda sicakliginda ve cikolatanin ilik olmasina ozen gosterin.) Cikolatali karisimi yumurtalarin uzerine yavas yavas dokerken, bir yandan da mikserin dusuk hizinda cirparak, malzemenin butunlesmesini saglayin.

Hazirladiginiz cikolatali karisimi, kasik kasik ekmek kuplerinin uzerine dokun. Mumkun oldugunca butun ekmek kuplerinin cikolatali karisimla kaplanmasini saglayin. Arzu ederseniz, tarcinla sekeri karistirarak, tatlinizin uzerine serpeleyin. Uzerini saranla kaplayip, bir gece buzdolabinda bekletin. Servisten yaklasik 2 saat once tatlinizi buzdolabindan alin. Bir saat oda sicakliginda beklettikten sonra, uzerindeki sarani acin. 175Cye on isitilmis firinda, tatlinin ustu kabuklanip kabarincaya ve ortaya sokulan kurdan nemli kiriklarla cikana kadar (yaklasik 40 dakika) pisirin. (Her ne kadar bu tarifte oyle denmiyorsa da, bence tatli bu 40 dakikanin ilk yarim saatinde sicak su banyosunda pisirilirse daha iyi sonuc alinabilir. Ben bir daha denersem oyle yapacagim.) Tatli 10-15 dakika soguduktan sonra arzu ederseniz cikolatali sosla servis yapin.


Wednesday, February 07, 2007

Kurtarma Calismalari

Uzun zamandir zorunlu yemek isleriyle ugrasmak disinda mutfagima giremedim. Hala da cogunlukla kurtarma calismalari etrafinda donuyor mutfak aktivitelerim.

Once epeydir buzdolabimda duran kestanelerden pure yapmam gerekti. Gecen yil yorumlarda tavsiye edildigi gibi, on haslama yerine, firinlama teknigiyle kabuklar ve ic zarlardan kurtulmayi denedim. Birer cizik attigim kestaneleri onden 210 C ye isitilmis firinda kabuklar kestaneden ayriliyor gorunumu alincaya kadar pisirdim. (Not almadigim ve sizi yaniltmak istemedigim icin sure soylemiyorum.) Gercekten de kabuklar, cogu zaman ic zariyla beraber olarak, fazla bir caba gerektirmeden cikti. Gerci benim kadar cok kestane icin yapacaksaniz, yine de parmaklariniza iskence bu isler.

Kestaneleri kabuklarindan ayirdiktan sonra baska isler cikti. Dolayisiyla kabuksuz kestanelerimi guzelce paketleyip buzdolabina kaldirdim ve pisirme isini ertesi gune biraktim. Esas sorun da o zaman basladi. Kestaneler bir turlu pismek bilmedi. Bircok kere su eklemem gerekti. Firinda uzun uzun pisirdigim gibi, bir ara ocak ustune de aldim. Nafile! Pisme suresi uzadikca surubun rengi de koyulasti, hatta yanacak diye korktum bir ara. Toplam kac saat surdu bu pisme isi, inanin ben de bilmiyorum. En sonunda pes edip, pistigi kadariyla ince suzgecten gecirdim. Normalde yapmadigim bu is epey vaktimi aldi, neyse ki o sayede kestanelerin buyuk kismini pureye donusturebildim. Bu senenin mahsulu, renk olarak oncekilerden cok daha koyu renkli oldu. (Yukardaki resimde gorunen paketlerden en ustteki gecen yilin, asagidakiler ise bu yilin kestane puresi.) Lezzeti guzeldi guzel olmasina da, eger Turkiye'de yasiyorsaniz, sakin kendinizi bu islerle yormayin derim; hazir alin gitsin. Ben isin sonuna dogru sadece malzeme ziyan olmasin diye ugrasiyordum, kestane puresinin burdaki marketlerde az bulunur ve pahali olmasi motive edici faktor olmaktan cikmisti kesinlikle.

Firinlama isleminin kestanede yumusama zorlugu yarattigi hukmune varmadan ikinci bir deneme yapmak istedim. Ilk denemede buzdolabinda gecen bekleme suresinin sonradan yasadigim zorluklara etkisi nedir, onu merak ediyordum. Baska bir yerden az miktar daha kestane aldim ve bu sefer kestane sekeri yapmayi denedim. Kabuklari ve zarlari ayni yontemle cikardim. Kestaneler dagilmasin diye tulbentle paketledim ve hemen arkasindan da pisirme islemine gectim. Ayni zorlugu yine yasadim. Kestane sekeri denemem basarisiz oldu, tabii tam pismeseler de kestaneler elimden kurtulamadi, gide gele hepsini yedim. Sanirim bundan sonraki denememde, kabuklari ayiklama isi icin, biraz daha zor da olsa, firinlama yerine haslama teknigine geri donecegim. Bu deneyimimi kestane puresi yapmayi dusunen arkadaslar icin sizinle paylasmak istedim. Kullandigim olculer burdaki gibi.

Ikinci kurtarma denemesi de buzdolabinda epeydir bekleyen ricotta peyniri icindi. Ricotta bizim tuzsuz lora benziyor. Belki biraz daha suluca, lorla yogurt yari yariya karistirilarak oldukca yakin bir kivam elde edilebilir sanirim. Aklimdan peykekler filan gectiyse de, sonunda daha basit bir tatli olan Rasmalay'da karar kildim.

Rasmalay, benim en sevdigim Hint tatlilarindan. Kakuleyle tatlandirilmis sut icinde sunulan tatli peynir toplari olarak ozetleyebiliriz kisaca. Normalde ricotta kullanmak yerine peynirimsi kismi sut kestirilerek yapiliyor; anlayacaginiz benimki hileli Rasmalay oldu. Ustelik kakulem de yoktu, ben de hem peynire, hem de sut surubuna yesil cay tozu (maca) kattim. Ilerde gullu ve lavantali cesitlemelerini de denemek istiyorum ama simdiden tahmin ediyorum ki, en guzeli yine kakuleli orijinali olacak.

Bu tatliyi yapmak icin ricottayi biraz sekerle karistirip, 175C de, peynir icindeki kabin kenarlarindan ayrilincaya kadar pisirdim. Yarim saatten biraz daha fazla aldi, ama ricottanin kalinligina, kabinizin buyuklugune gore degisebilir sure. Sonra biraz sogutup, karelere kestim. Ote yandan 2 olcu az yagli sutle 1 olcu sut kremasini karistirdim (arzu ederseniz sadece sutle de yapabilirsiniz), icine biraz maca, biraz da vanilya ekledim ve pismis peynirimin uzerine doktum. Bir gece buzdolabinda bekleyip, sutunu biraz cekti tatli. Sonra ise soguk soguk, uzerine cekilmis fistik serperek ikram ettim. Yapimi cok kolay, proteini bol bir tatli; etle arasi olmayanlarimiz icin ideal.